Birlikte yola koyulurken
tek bedende bir can gibiydik.
Umuttuk,
kara sevdaydık yüreklerde.
Şimşek şimşek bilinçtik serde.
sarptı,
dolambaçlıydı,
en zor labirentti yolumuz.
Genceciktik,
en temiz duygularla aşıktık.
Nedense aşk yasaktı.
Yeminliydik en güzel sevdalar üstüne.
Ferhat’la Şirin gibi,
Mem û Zin gibi sevda yüklüydük.
Kaypaklığı bilmezdik hiç birimiz.
Belki eski püsküydü giysilerimiz.
Ama bahar kadar yeni,
filiz kadar tazeydik tümümüz.
Mutlu
ve umutluyduk yola koyulurken.
Çelik çomak,
kartopu oynamak yerine
tarihi yargılardık lisede.
Tarihi yazanların
yargıç olduğunu düşünemeden.
Henüz yarılamışken yolu,
iflas etmiştik birçoğumuz.
Umutlarımızı,
sevdalarımızı,
ve yeminlerimizi unutmuş gibiydik.
Kasırgalara meydan okurken,
basit esintilerde
yelken bile olamadık bazılarımız.
Dökülenler,
ayak bağı olanlar oldu bazen.
Hatta;
sabahsız gecelerin
lümpen serserileri olduk bazılarımız.
Kolayı seçtik.
Ve yazık ettik sevdalarımıza.
Hani ya ağalar
biz sevgilerin simgesiydik!
Hani ya biz;
gökyüzünün yağmuru,
yeryüzünün bereketiydik…
Hani ya ağalar,
hani ya biz dört mevsim bahardık..



Etiketler: , ,