Sana bir mektup yazmak istedim. Her satırında sana olan sevgimi bulacağın, her kelimesinde sana olan aşkımı göreceğin. Aldım elime en sevdiğim kalemi, koydum masaya boş bir kağıdı. Başladım bişeyler karalamaya. Önce normal bir giriş yaptım, selam ve hal hatır sorar türden. Sonra vazgeçtim direk konuya girmek istedim. Ama ne yazacağıma bir türlü karar veremedim. Mektuba başlayamıyordum. Birşeyler izin vermiyordu başlamama. Durup düşündüm biraz. O zaman anladım ki, ben sana ne yazacağımı bilmiyordum aslında. Her satırda sevgimi ve her kelimede sana olan aşkımı görmeni sağlamaya ne kelimeler yeterliydi ne de cümleler. Bunun başka bir tarifi olmalıydı. Bir şekilde anlatılmalıydı hissedilenler. Seni tarif etmeye yetecek bir dağarcığa mı sahip değildim yoksa sen gerçekten tarif edilemezmiydin. Bir süre durup öylece önümdeki kağıda baktım. Bembeyaz ve tertemiz duruyordu önümde. Aynı içimdeki sen gibiydi. Sonra yeniden aldım elime kalemi. Bu sefer direkman içimden geçenleri döktüm kağıda. Olmadı. Onlarıda beğenmedim. Yetersiz kalıyordu herşey. Oysa ben öyle bir ifade, öyle bir tarif arıyordum ki okuyanın hiç düşünmeden okuduğunda mektubun özüne ulaşabilmesi gerekiyordu. Başladım düşünmeye. İmkansız olamazdı bu tip bir ifadeyi bulmak. Zaten imkansız kelimesine inanmazdım.
Biraz zaman geçti. Birden ürperdim. Üşüyordum. Bembeyaz karların ortasında kalmış gibi üşüyordum. Şöyle bi toparlandım, etrafıma bakındım. Hava kararmıştı, akşam olmuştu ve sobada yanıyordu. Ama ben hala üşüyordum. Uyuyakalmıştım masada. Hep olduğu gibi yine seni düşünürken gözlerimi kapatmam beni kendimden geçirmişti. Yoktun yanımda. Zaten olsan üşümezdim. Üşüyemezdim. Konuşamaz, düşünemez sadece gözlerine bakar ve kaybolurdum. Belki gözlerin aradığım o tarifi bulmama yardım ederdi. Kararlıydım yazacaktım bu mektubu ve tam istediğim gibi olacaktı. Azimliydim. Resmini aldım elime. Masamla duvarın bileştiği yere dikledim. Öyle sessiz, öyle güzel ve öyle sevgi dolu bakıyordun ki bana birden mektubu unutup seni seyretmeye başladım. Hayatımda ilk kez gördüğüm bir güzellik yada ne bileyim tarifsiz bir olaya şahit olurmuşcasına seni izledim. Ayıramıyordum gözlerimi resminden. Kalemi kağıdın yanına bıraktım ve seninle konuşmaya başladım. Söylediğim şeylere cevap alamıyor olsamda belki sana söylemeye başladığım kelimelerin arasında birden o sihirli ifadeyi sarfederim diye durmadan sana seni anlatmaya başladım. Ama işte o an anladım. Ben bu mektuba başlamamalıydım. Başlamamı engelleyen sebebi bulmuştum. Başlarsam bitirmem gerekecekti ki benim sana olan sevgim sonsuzdu ve bitemezdi. O mektuba başlarsam asla sana yollayamazdım çünkü ben yaşadığım sürece o mektup bitmeyecekti. O mektup yetmezdi ne sana seni ne de sana bendeki aşkı anlatmaya.
Kaldırdım kağıdı önümden. Koydum kalemi yerine. Anladımki bazı şeyleri daha iyi anlayabilmem için bu mektubu yazmaya başlamam gerekiyordu. Anladım ki gerçekten bazı şeyleri yaşamamız gerekiyordu yerine ve zamanına göre. Anladım ki bazı şeyler sonsuz olabiliyordu. Tıpkı hiç bir şeyin imkansız olmadığına inandığım gibi. Sadece zaman gerekiyor. Oysa hep zamanın hiç birşeye ilaç olmadığına inanırdım. Ama haklıydım. Zaman yetmiyordu. Daha nekadar zamanım olduğunu bilmiyordum. Günü yaşamalıydım. Oysa baktım ki bir mektubu bitiremeyeceğimi bile zamanla anlamıştım. Hiç bir şey tam istediğimiz anda olmuyordu.
Sonunda anladım ki, asla yazamayacağım, yazarak ifade edemeyeceğim, sonu gelmeyecek ve bitip tükenmeyecek bir mektuptun sen. Okunduktan sonra bir köşede unutulup yıllar sonra eline geçtiğinde tebessüm edebileceğin bir kağıt parçası değildik biz. Çünkü sana olan sevgim bir mektup gibi okunulup bitebilecek birşey değildi. Sonsuzdu. Ebediydi. Seninle birlikte var oldu, benimle birlikte toprak olacaktı. Bu mektuba başlamam aslında bana birşeyi daha öğretmişti. Kimsenin neden içindeki bu hisleri tam olarak tarif edebileceği kelimeleri bulamayıp sadece o sihirli cümleyi kullandığını anlamıştım artık. Aşk anlatılmazdı. Sadece yaşanırdı. Bende sana olan aşkımı anlatamıyor ve sadece yaşıyordum. İşte bu yüzden benden öncekilerin yaptığı gibi sadece o sihirli cümleyi kullanmakla yetinecektim….
SENİ SEVİYORUM…..



Etiketler: , , ,